Tarih ve doğayı bir arada deneyimlemek isteyenler için harika bir gezi noktası burası. Giriş ücretleri 2005 yılı itibarıyla tam bilet 50₺, öğrenci bileti ise 30₺.

Girişte sizleri etkileyici Roma köprüsü ardından roma dönemi kalıntıları karşılıyor. Kapı kısmında Roma mozaiği dikkat çekiyor. Bu tarihi atmosferden sonra, sarkıt ve dikitlerle dolu büyüleyici bir mağara gezisi sizleri bekliyor.

Mağaranın içindeki karstik oluşumlar gerçekten hayranlık uyandırıcı. Bu tür oluşumların 1 cm’sinin ortalama 10–12 yılda meydana geldiği düşünüldüğünde, içeride gördüğünüz sarkıt ve dikitlerin ne kadar eski olduğunu hayal edebilirsiniz. Bu yüzden lütfen yapıya zarar vermeden, dikkatli bir şekilde gezin.

Mağaranın uzunluğu yaklaşık 1 km. Yazın bile içerisi oldukça serin, bu da gezinin keyfini artırıyor. Eğer doğa tutkunuysanız sonuna kadar gitmenizi öneririm. Mağara boyunca oluşumlar birbirine benzerlik gösterse de, doğanın sabırla yarattığı bu eserler her adımda sizi etkilemeye devam edecek.

Mağara tam bir doğa harikası. Yürüme ve oyalanma, fotoğraf çekme temponuza göre içerde kalma süreniz değişir. Biz 1 saate yakın kaldık içerde, sonuna kadar gittik. İçerisi soğuk, tedbirli gitmekte fayda var. Başınıza baret mutlaka alın, bazı yerler dar eğilerek geçmek gerekiyor, sarkıtlara çarpılabilinir.
Gidiş ve geliş yolu aynı, yaklaşık 80cm genişliğinde yoldan gidilip geliniyor.
Bizim gittiğimizde haftasonu olmasına rağmen çok kalabalık değildi. Ama tur gibi kalabalık ziyaretlerde, gidiş gelişin tek yol olmasından dolayı içeriye mutlaka sayıyla insan alınması gerekir. Ziyaretçi sayı kontrolüyle ilgili bir uyarı, tabela vs. göremedim.
Girişte bilet kesen kişi haricinde bir görevli yok ve bilgilendirme yapılmıyor. Tesis daha profesyonel işletilmeli.