Gidip görünce açıkçası biraz hayal kırıklığı yaratan bir bölge oldu.
Girişte ücretsiz otopark var, bu güzel. Alan da genişti, problem yaşayacak bir durum yoktu.
Buruna doğru yürürken bölgede evler var. Birkaç tane de küçük çaplı kafe mevcut. Vakit geçirmek için gidildiyse olumlu bir durum fakat hayal kırıklığı dediğim konu da bununla alakalı. Doğal bir alan hissi yok.
Burun kısmının ucuna doğru ilerledikçe güzel bir deniz manzarası yakalama imkanı oluşuyor. Bunu görmek güzel.
Küçük ve eski bir kilise mevcut, gitmişken onu da görmek lazım.
Sonuç olarak bizim için 30 dk falan süren, yol üstü gibi olduğu için çok zahmetli olmayan, öte yandan çok anlamlı da olmayan bir deneyimdi. Bahar mevsiminde (çimenler yeşilken) ve piknik amacıyla gidilirse biraz daha anlamlı olacaktır.

🌊 Yason Burnu – Tarihle Doğanın Öpüştüğü Nokta

Yason Burnu, Karadeniz’in saklı cevherlerinden biri... Denizin usul usul kıyıyı öptüğü, gökyüzüyle mavinin buluştuğu bu burun, insanın ruhuna huzur üflüyor adeta.

Burnun ucunda yer alan tarihi Yason Kilisesi, sade mimarisi ve zamana meydan okuyan duruşuyla sessiz bir görkem taşıyor. Yanında duran küçük fener, geçmişin izlerini bugüne taşıyan sessiz bir tanık gibi… Fındıklı tahinli börek eşliğinde içilen bir çay, burada güneşin batışını izlemek için yeterli sebep.

Girişte bizi karşılayan zabıta görevlisinin ilgisi ve güleryüzü, buradaki insan sıcaklığını yansıtıyordu. Çay ve simitle bile manzaranın tadı çıkarılabilir. Gidip görmeden değerini anlamak zor; burada zaman yavaşlar, kalp dinginleşir.

Karadeniz’de bir durak seçecek olsam, burası kesinlikle ilk sıralarda olurdu. Yason Burnu, sadece bir rota değil… bir hissin adresidir. 🕊️