Karaağaç tren garı ve müze müthiş bir yakın tarih
İstanbul ile Avrupa’yı birbirine bağlayan demiryolunun bu önemli istasyonu Mimar Kemalettin bey tarafından Neo-Klasik üslupta inşa edilen gar binası ile adeta taçlanıyordu. Karaağaç Gar’ın yapımına 1914 yılında başlanmış ancak, I.Dünya Savaşı’ndan ötürü yapımı yarıda kalmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra da işletmeye açılmıştır. Karaağaç Tren İstasyonu Mimar Kemalettin Bey’in “Şark Demiryolları Şirketi” adına tasarladığı dört tren istasyonundan birisidir. Mimar Kemalettin Bey’in tasarımını yaptığı diğer istasyon yapıları arasında Filibe Garı, Selanik Garı ve Sofya Garı bulunmaktadır.Neo-Klasik Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Karaağaç Tren İstasyonu üç katlı, dikdörtgen planlı ve 80 m. uzunluğunda bir yapıdır. Yığma duvar sistemine göre tuğladan yapılan istasyonun ortasında büyük bir hol bulunmaktadır. Bu bölümün dış duvarlarında, pencerelerinde, kapı kemerlerinde ve girişin iki yanındaki kulelerde kesme taşlar kullanılmıştır. Binayı çevreleyen sivri kemerli pencereler tamamen bu üslubu yansıtmaktadır. Bu arada döşemelerin yapılmasında da çelik kirişlerden yararlanılmıştır. İstasyon binasının üzeri asbest plaka kaplı çelik makaslı, kırma bir çatı ile örtülmüştür. Yapının iki ucunda yer alan yuvarlak gövdeli kuleler kesme taştandır. Bunların üzerinde dolaşan silmeler, kuşaklar, yarım başlıklar, kum saati motifleri, saçaklar ve Türk üçgenleri Neo-Klasik Türk mimarisini Edirne’de yaşatan bir örnektir. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre, Trakya sınırı Meriç Nehri ile çizilmiş ve Karaağaç Mahallesi, Meriç nehrinin sağında, Yunanistan topraklarında kalmıştır.Kurtuluş Savaşı süresince Edirne ve Karaağaç Yunan işgali altında kalmıştır. 11 Ekim 1922’de gerçekleşen Mudanya Ateşkes antlaşması sonucunda 25 Kasım 1922’de Edirne’nin kurtuluşu gerçekleşmiş ancak suyun öte tarafındaki tüm topraklar ve tabi Karaağaç da kaybedilmiştir. Durum, Lozan Antlaşması toplantılarında ciddi ve çok önemli tartışmalara yol açmış ve 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması ile Karaağaç Yunanlıların savaş sırasında yapmış oldukları tahribata karşılık “Harp Tazminatı” olarak, Türk tarafına bırakılmıştır.Böylece Karaağaç, Türkiye’nin Yunanistan ile doğal sınırını oluşturan Meriç Nehri’nin batı yakasında kalan tek Türk toprağı oldu