تل تليمان من الاماكن التي زرتها بالصدفه هي عباره عن قريه صغيره محاطه بالماء اشبه بقلعه مبنيه من الحجر الاسود

Tel Tliman tesadüfen gezdiğim yerlerden biri. Etrafı suyla çevrili, kara taşlardan yapılmış bir kaleyi andıran küçük bir köy.

مكان جميل للزيارات الخفيفة

Hızlı bir ziyaret için güzel bir yer

Beeindruckend, wenn man bedenkt wie alt die Anlage ist!

Tesisin kaç yaşında olduğu göz önüne alındığında etkileyici!

It's a nice site to explore with helpful descriptions in Turkish and English. Because it's out of the way, you may have the whole site to yourself. There is a ticket kiosk, but it was closed so entrance was free. Parking is free.

Türkçe ve İngilizce olarak faydalı açıklamalarla keşfetmek için güzel bir site. Yolun dışında olduğu için sitenin tamamı size ait olabilir. Bilet gişesi var ama kapalı olduğu için giriş bedavaydı. Otopark ücretsizdir.

Die archäologische Stätte von Tilmen Höyük ist ein hervorragendes Beispiel für eine städtische Siedlung aus der Bronzezeit. Selbst Reisende, die sich normalerweise nicht für Geschichte interessieren, sollten sich mit einem Besuch in Tilmen zufrieden geben. Es liegt malerisch in der Biegung des Karasu-Flusses inmitten riesiger Feuchtgebiete, in denen viele Vogelarten leben. Die Gipfel der Amanus- und Kurt-Gebirgszüge sind weit entfernt am Horizont sichtbar. Ein Spaziergang auf dem Hügel ist wegen der üppigen Vegetation, einschließlich wilder Olivenbäume und Eichen, noch angenehmer. Fotografie-Enthusiasten haben die Möglichkeit, die Arten der lokalen Flora und Fauna einzufangen und die Ruinen zu fotografieren.

Dank der intensiven Arbeit italienischer und türkischer Archäologen ist der Besuch in Tilmen Höyük auch eine hervorragende Gelegenheit, das Erscheinungsbild der Siedlung des 2. Jahrtausends vor Christus kennenzulernen.

Entlang des vorbereiteten Pfades in Uhrzeigerrichtung befinden sich zahlreiche Informationstafeln, Fotos, Pläne und Illustrationen. Man sollte zuerst am Office sich an den Tafeln informieren und anschließend über den Parkplatz in nordwestlicher Richtung über eine kleine Brücke - also den eigentlichen Ausgang den Rundgang beginnen. Der Eintritt ist frei.

Die Besichtigung war Bestandteil des Reiseprogramms vom 21.08.2020, den wir im "Reisebericht Rundreise Hatay und Gaziantep" ausführlich mit Fotos beschrieben haben.

Tilmen Höyük arkeolojik alanı Tunç Çağı kentsel yerleşiminin mükemmel bir örneğidir. Normalde tarihle pek ilgilenmeyen gezginler bile Tilmen'i ziyaret etmekten memnun olmalıdır. Pek çok kuş türüne ev sahipliği yapan geniş sulak alanların ortasında, Karasu Nehri'nin kıvrımında, pitoresk bir konuma sahiptir. Amanus ve Kurt sıradağlarının zirveleri ufukta çok uzakta görülebiliyor. Yabani zeytin ağaçları ve meşe ağaçlarının da aralarında bulunduğu yemyeşil bitki örtüsü nedeniyle tepede yürüyüş yapmak daha da keyifli. Fotoğraf meraklıları, yerel flora ve fauna türlerini fotoğraflama ve kalıntıları fotoğraflama fırsatı buluyor.

İtalyan ve Türk arkeologların yoğun çalışmaları sayesinde Tilmen Höyük'ü ziyaret etmek aynı zamanda MÖ 2. binyıl yerleşiminin görünümünü tanımak için de mükemmel bir fırsattır.

Saat yönünde hazırlanan yol boyunca çok sayıda bilgi panosu, fotoğraf, harita ve illüstrasyon bulunmaktadır. Öncelikle ofisteki panolar hakkında bilgi almalı ve ardından park yerindeki küçük bir köprünün (yani gerçek çıkışın) üzerinden kuzeybatı yönünde tura başlamalısınız. Giriş ücretsizdir.

Ziyaret, “Gezi Raporu Hatay ve Gaziantep Turu”nda fotoğraflarla detaylı olarak anlattığımız 21 Ağustos 2020 tarihli gezi programının bir parçasıydı.

It was a fantastic experience for me to see this. First of all because of its wonderful location , flora and fauna.

Bunu görmek benim için harika bir deneyimdi. Öncelikle harika konumu, bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliği nedeniyle.

Sadly the museum aspect of this place was looking rather run-down when I was last there.

The settlement at Tilmen goes back to around 3400 BC (Calcholithic Age) and reached its height sometime in the Middle Bronze Age. The low hill sits in a marshy wetland, sitting in the bend of a creek; the location was likely chosen to restrict access to the city and make it easier to defend. At its height the city was surrounded by highwalls and a strong gate as well as what protection nature provided.

Like most bronze age sites, construction was a combination of stone foundations with mud-brick and woodframe superstructures. Fires, rains, floods, and centuries have erased everything but the stone foundations and the most interesting finds have been removed to museums, but there is still a fair amount to see. You can walk along the old walls to the gateways, up the grand staircase, and through the ruins of palaces and temples.

The exact name of this city is still unknown, though it is thought that it could be known as Zalpa which was said to be in the region and conquered by the Hittites whith the rest of the Yamhad kingdom.

While free entry is always nice, this also means that no one is there to take money and protect the site from vandals and treasure hunters. Hopefully regular maintenance will be done even though the site isn’t bringing in revenue.

Ne yazık ki buranın müze yönü, oraya en son geldiğimde oldukça köhne görünüyordu.

Tilmen'deki yerleşim M.Ö. 3400'lere (Kalkolitik Çağ) kadar uzanır ve Orta Tunç Çağı'nda en yüksek noktasına ulaşır. Alçak tepe, bataklık bir sulak alanda, bir derenin kıvrımında yer alıyor; konum muhtemelen şehre erişimi kısıtlamak ve savunmayı kolaylaştırmak için seçilmişti. En yüksek noktasında şehir, doğanın sağladığı korumanın yanı sıra yüksek duvarlarla ve güçlü bir kapıyla çevriliydi.

Çoğu bronz çağı alanı gibi inşaat da taş temellerle kerpiç ve ahşap çerçeveli üst yapıların birleşiminden oluşuyordu. Yangınlar, yağmurlar, seller ve yüzyıllar, taş temeller dışında her şeyi sildi ve en ilginç buluntular müzelere kaldırıldı, ancak hâlâ görülecek çok şey var. Eski duvarlar boyunca geçitlere, büyük merdivenlere ve saray ve tapınak kalıntılarına doğru yürüyebilirsiniz.

Bu şehrin tam adı hala bilinmemekle birlikte, bölgede olduğu söylenen ve Yamhad krallığının geri kalanıyla birlikte Hititler tarafından fethedilen Zalpa olarak bilindiği düşünülmektedir.

Ücretsiz giriş her zaman güzel olsa da, bu aynı zamanda para alacak ve siteyi vandallardan ve hazine avcılarından koruyacak kimsenin olmadığı anlamına da gelir. Site gelir getirmese de düzenli bakımların yapılacağını umuyoruz.

This must have once been a very popular destination for history enthusiasts but now it is a bit run-down, unfortunately. Otherwise, I can’t speak highly enough of it. Plenty to see and lots of information in English and Turkish.

Someone posted a rubbish review stating that the Yesemek Open Air Museum was the same, but that is complete rubbish. Both sites are different and well worth visiting.

Burası bir zamanlar tarih meraklıları için çok popüler bir destinasyon olsa da, ne yazık ki artık biraz köhne. Aksi takdirde, yeterince yüksek sesle konuşamam. İngilizce ve Türkçe olarak görülecek çok şey ve birçok bilgi var.

Birisi Yesemek Açık Hava Müzesi'nin aynı olduğunu söyleyen saçma bir yorum yayınladı ama bu tamamen saçmalık. Her iki site de farklıdır ve ziyaret etmeye değerdir.

The second largest Hitttite site featuring The best academically sound signs in Turkey. Excellent tourist path for visitors clearly explaining all periods of occupation. If you find yourself nearby, well worth a visit.

Türkiye'nin akademik açıdan en iyi tabelalarını içeren ikinci büyük Hitit sitesi. Ziyaretçiler için tüm meslek dönemlerini açıkça açıklayan mükemmel turist yolu. Kendinizi yakınlarda bulursanız, görülmeye değer.