Tarihle iç içe, huzurlu bir ziyaret noktası
Asıl adı Yusuf Sinan olan ve 1452? yılında Merzifon’da doğan Sümbül Efendi, Halvetiyye tarikatının Cemâliyye koluna mensup önemli bir mutasavvıftır. İstanbul’da medrese eğitimi aldıktan sonra tasavvuf yoluna girmiş, şeyhi Cemâl-i Halvetî’nin vefatı üzerine onun vasiyetiyle hem kızı Safiye Sultan’la evlenmiş hem de Koca Mustafa Paşa Dergâhı’nda postnişin olmuştur. Fatih Camii ve Ayasofya’da vaazlar vermiş, 1529 yılında vefat etmiştir.
Türbesi, bugünkü halini Sultan II. Mahmud (1808-1839) dönemindeki onarımla ve Serasker Mehmet Rıza Paşa’nın 1920 öncesi yaptırdığı restorasyonla almıştır. İlk yapıldığında sekizgen planlı olan türbe, bugün kubbeli ve yuvarlak planlıdır. Türbenin güneyine yamuk planlı bir giriş eklenmiş, bu bölümde Sümbül Efendi ile Serasker Mehmet Rıza Paşa’nın sandukaları yer almaktadır. Ayrıca burada hattat Ömer Efendi’nin kabri ve bir de kuyu bulunmaktadır.
Türbenin hemen yanında ise küçük ama çok güzel korunmuş, tarihi dokusunu hâlâ taşıyan bir cami yer alıyor. Sessizliği, maneviyatı ve geçmişle kurduğu bağ sayesinde ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor. Özellikle İstanbul’un kalabalığından uzaklaşıp derin bir nefes almak isteyenler için çok özel bir durak.