İçeride sucuk satışı ve yemek mümkün
Sucuk Müzesi'nin Hikayesi
Et, etin kesimi ve saklanmasina dair teknikler Türk mutfak költüründe asırlardır önemli yer tutmuştur. ilk kez, 1300'lü yillarda Kirım Türkçesi'yle yazilan "Codex Comanicus" adlı kitapta yer alan "sucuk" sözcüğü pastirma ve kavurma ile birlikte Orta Asya'dan Anadolu'ya getirdiğimiz binlerce yllik geleneğimiz, kahvaltı sofralarimizdan geleneksel yemeklerimize kadar farklr lezzetlerle damak tadimizda yer edinen lezzet..
Orta Asya'da edinilen bilgi birikimi tarihi göçlerle Anadolu ya taşınmış, coğrafi ve sosyal yapısı sayesinde Afyonkarahisar 14. yüzyildan itibaren önemli bir hayvancilik merkezi haline gelmiştir. 1000-1500 metre rakımdaki düzlüklerde haşhaş tohumunun içerdiği yüksek protein ve yağlar ile yetiştirilen hayvanlar, Afyon etinde kendine has bir lezzete dönüşmüştür. Kentin 20. yüzyıl başında Anadolu'da önemli bir kavşak noktası haline gelmesiyle Afyon eti herkesin peşinden kostuğu ama sadece belli bir kesimin sahip olabildiği bir değer olmustur.
2000'li yillarin başinda kişisel merakla bıçak ve kryma makinalanı derleyerek başlayan koleksiyon, 2020 yilindan itibaren kurumsallaşarak Afyon Sucuk Müzesi'nin temellerini oluşturmuştur. Profesyonel olarak yürütülen çalısmalarla Afyon Sucuk Müzesi, ihtisas konusunu yetiştiricilik, kasaplık ve mutfak kültürünü de kapsayan genis bir perspektif ile ele almaktadır. Müzede sergilenen bilgi ve belgeler 18. yüzyilda mütevazı bir Anadolu kenti olan Afyonkarahisar'ın coğrafi işaretli Ürünlerde öne çikan sanayileşme sürecine taniklık etmektedir. Bu bağlamda Sucuk Müzesi'nin hikâyesi; bir kentin Üretim hikayesi, bir mutfağin lezzet hikayesi ve bir mesleğin -yerel kasap dükkanlarının-ticarileşme hikayesidir.