İki hafta üst üste gittiğimiz mekân.ilk gittiğimizde kahvaltı yapmayı tercih ettik.Kahvaltıda servis edilen reçeller ev yapımıydı ve güzeldi.Özellikle ilk kez tanımladığım kivi 🥝 reçelini çok beğendim.Bölge sakinleri kivi üretimiyle uğraşıyor. Kahvaltı da marketten alınan 3 -4 çeşit peynir,rengi mutasyona uğramış acımsı yeşil zeytin,tavada yanmış iki parça sucuk, kızarmış patates, sahanda yumurta vardı.Gerçek bir köy kahvaltısı değildi ama hava o kadar güzeldi ki cam kenarında oturup usul usul yağan yağmurun ,pencere kenarında gezinen kedilerin hatırına bana her şey çok güzel ve keyifli geldi .İkinci gittiğimizde de ızgarada alabalık ve bıldırcını deneyimledik. Deniz balığından sonra kültür balığı damakta tatsız,-tuzsuz,yavan gelebilir ki bende öyle oldu pek beğenmedim doğrusu.Izgarada bıldırcınıda sevmedim benim damak tadıma hitap etmedi.Bir daha yemek için tercih eder miyim? Asla!
Sevgili arkadaşım bıldırcına bayıldı tercih meselesi tabii:))
Şef garson çok ilgiliydi ve işini severek yapıyordu.Çalışan elemanlar umarım hak ettiği emeğin karşılığını alıyordur.
Bu tarz işletmelerde süreklilik önemli ama en önemlisi de her geçen yıl lezzetin üstüne lezzet katabilmek. 25 yıllık bir işletme olmasına rağmen ortalamanın altında maalesef. Kış sezonu olduğu için müşteri sayısı az olduğu için olmalı mezelerin hepsi yoktu, olanlar da ehh işte...