Annem Öznur Ozmete 6 7 aydır Hayat Agacında kalıyor. Daha bir gün bile sorun yaşamadık. Her geldiğimizde annem çok mutlu olduğunu, bütün çalışanları çok sevdiğini, evinde gibi olduğunu soyluyor. Kalbîm rahat bir şekilde buradan ayrılıyorum. Herkese teşekkürler

Mitolojik bir sembol olan Hayat Ağacı, adeta ete kemiğe bürünerek geçmişten günümüze ulaşmış, Hayat Ağacı Huzurevi oluvermiş.
Hayat Ağacı Huzurevi sevgiye, şefkate, umuta açılan yepyeni bir dünyadır... İyi ki varsın...

Hayat Ağacı Huzurevi’nde yaşadığımız deneyim tam anlamıyla bir felaketti ve yasal sürece taşınmıştır. 82 yaşındaki babamı teslim ederken fizik tedavi yapılacağı ve özenle ilgilenileceği vaat edilmişti, ancak hiçbir söz yerine getirilmedi. Tam tersine, babam yatağa mahkûm edildi; “tansiyonu düşük”, “kendini iyi hissetmiyor” gibi bahanelerle hareketsiz bırakıldı ve bu ilgisizlik ciddi sağlık sorunlarına yol açtı.

Babam burada uyuz salgını nedeniyle enfekte oldu. Bu durum kan zehirlenmesine (sepsis) yol açtı ve zatürreye neden olarak böbreklerinin iflas etmesine sebep oldu. Haziran ayından bu yana tedavi altında ve 2 ay yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi. Daha da dikkat çekici olan, kurum müdürü Meltem Hanım’ın “Evet, uyuz salgını var, bunu biliyoruz” diyerek durumu basitçe geçiştirmesiydi.

Buna ek olarak, babama sakinleştirici ilaçlar verilerek kasten uyuşturuldu. Bu uygulamaya kesinlikle karşı olmama rağmen ilaçları vermeye devam ettiler ve durumu inkar ettiler.

Meltem Hanım’ın bu durumdan en çok faydalandığı şey, benim yurtdışında olmam ve bu süreçte uzakta bulunmamdı. Yasal vasisi olduğumu ve belgeleri kendisine ulaştırdığımı bilmesine rağmen bu durumu manipülatif bir şekilde kullandı. Kurumun ticari amaçlarla hareket ettiği ve insani değerlerden uzak olduğu bu durumda bir kez daha kanıtlandı.
Bu yer, vaat ettiklerinin çok uzağında ve son derece tehlikeli. Yaşadıklarımızı başka kimsenin tecrübe etmemesi için bu yorumu yazıyorum. Kesinlikle güvenilir değil ve kimseye tavsiye etmiyorum.
————————————————————————

Babamın Huzurevi’nden aşağıda iddia edilen kontroller tarafımdan ücret karşılığı yaptırılmış olup, babamda yaralar ve uyuz rahatsızlığı huzur evinde gerçekleştiği raporlanmıştır. Teslim gününde MELTEM DEVİREN’in huzurevinde bulunmadığı, ancak iki gün sonra arayarak durum tespiti yapmıştır ve uyuz salgınını kabul ettiği bilinmektedir. Babamın sağlık bilgilerini kamuya açık şekilde paylaşmaları 6698 Sayılı KVKK’ya aykırıdır. Tüm bu ihlaller ve asılsız iddialar dava dosyasına eklenmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.11.2024 tarihli kararının mesnetsiz olduğunu ve doğruyu yansıtmadığını şahsen bu iddiaları başsavcıya ileteceğimi ve bu beyanın dava dosyasına ekleneceğini belirtirim.