Müze kart geçerli ve çok sıra olmuyor. İçerideki eserlerin fazla olduğu söylenemez ancak detaylıca incelenmeyi hak ediyor. Anadolu coğrafyasının ne denli zengin olduğunu görebilmek ve anlayabilmek için gidilen her semtte müzeleri gezmek gerektiğini düşünüyorum.

Mardin’e gelindiğinde kesinlikle ziyaret edilmeli. Üstüne kurulduğu bina aslında yandaki Meryem Ana Kilisesinin devamı niteliğinde. Kiliseye müzenin olduğu taraftan dışarıdan bakabilmek mümkün. Mardin’in nasıl Mardin olduğunu, onu bugüne gelişine kadar besleyen unsurlar hakkında başlık başlık olacak şekilde düzenlenmiş. Güzel bir yapı oluşturulmuş. Medeniyet hakkında kesinlikle birşeyler katıyor ziyaretçilerine. Dara Antik Kentinden tutun, Deyrülzafaran’a, Mor Gabriel’den Mor Yakup kilisesine kadar bir sürü eser görmek de mümkün. Mardin çevresindeki bu yerleri gezdiyseniz burası bir nevi tamamlayıcı bir görev de görmüş oluyor oraların üstüne. Girişten sesli rehber almanızı şiddetle tavsiye ederim, bir sürü kapsamlı bilgi mevcut ve de çok güzel hazırlanmış ve seslendirilmiş, adeta Zeki Müren’in sanki bir öğrencisi seslendirmiş gibi. Müzede bir de Atam’ın Birinci Dünya Savaş’ı yıllarında Mardin’e geldiğinde kendisine denettirilen kürklerden birisini de görmek mümkün, büyüleyici.