İş | Aile
Daha ulaşmaya çalışırken bile "Buralar nasıl yerler? Burada öğretmenevinin ne işi var?" diyerek gittik. Muhit fena, çok fena. Neyse ulaştık, üst tarafta çalışanların "pazar yeri" diye tarif ettikleri yerlere arabalarımızı bıraktık. Çalışanlar gayet iyi niyetli, sözüm yok. Odaya çıktık. İnanamadık! Banyoya, tuvalete, odadaki eşyalara, battaniyelere... Resmen inanamadık. Nuh'un gemisinden kurtarılmış eşyalar. E kaldık mecbur. Asıl sürpriz sabah bekliyormuş bizi. Arabaların oraya bir gittim. Bir ekip otosu ve polisler orada. İndirmişler arabaların camlarını. Aramışlar dağıtmışlar. Her yer cam kırığı, karmaşa... Muhiti daha iyi anladık. Öğretmenevine dönüp görevlilere sorduk "Oldu mu daha önce böyle bir şey?". Olmuş. Olurmuş arada o yukardaki otoparkta. Ama onların sorumluluğu değilmiş. Kardeşim, zaten seni suçlamayacağız. Seninle ne ilgisi var ama ya madem orası öyle bir yer, söyleyiversene. Aracınız varsa yukarda bırakmayın, demek çok mu zor?! Otopark girişimiz görünmüyor ama var, oraya park etmeniz daha sağlıklı olur demek görevin değil tamam ama insanlık namına diye de bir şey var. Haliyle biz odanın pisliğini de eskiliğini de unuttuk. Bi daha gelir miyiz, tövbe. Olur da siz gitmek durumunda kalırsanız onların söylemediğini ben söyleyeyim: Sakın üstteki otoparka aracınızı bırakmayın. Camlarınızın patlatılması, arabanızın soyulması vaka-i adiyeden olmuş.
Odalar: 1/5 | Hizmet: 1/5 | Konum: 1/5