Düzensizlik hakim. En büyük sorun alıkonulan yakınınızla iletişim kurabilmek. Nerede olduğunu 155 polisten bile tam doğrulukla ögrenemiyorsunuz. Halbuki bir çağrı merkezi ve veritabanı en güncel bilgiyi sağlayabilir. İnsanlar saatlerce yol katedip yakınlarıyla görüşemiyor ya da eşya para teslim saatlerini bilmedikleri için elleriboş geri dönüyor. Bütün bunların baş sorumlusu bu iletişim çağında işini iyi yapmayan Göç İdaresi Başkanıdır! Burada insanların hakim kararı olmadan hürriyetleri bağlanarak uzun süreler tutulması tartışmalı bir konu ve devletin başına iş açabilir. Çalışan personel nitelik ve nicelik açısından yetersiz. İçeride alıkonulan kaçak göçmenlere fahiş fiyatla telefon kartı satılıyormuş diye bir duyum var. Eğer alıkonulan kişi ilk irtibat için sizi arayamıyorsa sizin onunla iletişim kurmanız imkansız. Ayrıca kadın göçmenlerden yanlarına uygun bir giysi almalarına bile izin verilmedigi için dekolte giysileriyle bulunmak zorunda kalanlar var ki bu erkek görevlilerin de olduğu bir yerde çok uygunsuz!!! Devlet el atmalı. İlk önce yakalanan kişiler Arnavutköy'e , bir iki gün sonra kadınlar buraya İnceiz'e getiriliyor. Para ve eşya teslimi ayrı, görüşme ayrı düzenleniyor. 20 dk görüşme için sadece 3 kişiye aynı anda izin var ve saatlerce beklemek gerekebiliyor. Para ve eşya teslimi öğlen saat 12.00'ye kadar mümkün. Savunma hakkı kapsamında avukatlara öncelik tanınıyor. Eşya içeriğinde ilaç (sürekli kullanmak zorunda olduğu ilacı bile yakınları veremediler) krem , tırnak makası vermek dahi yasak. Görüşme sadece birinci derece yakınlara ve avukata izin veriliyor. Burada 3 öğün yemek, banyo, kantin ve sağlık hizmetleri var. Eğer bir iki gün içinde hazırlanacak Sınırdışı Kararına itiraz yoksa ve kendi bilet paranızı ödemeye razı iseniz kısa sürede sizi Havaalanına götürüyorlar. İtiraz ediyorsanız ki 7 gün içinde olması gerekiyor , bir avukata ihtiyaç var ve en az 1500 $ gerekiyor, bir piyasa oluşmuş gibi duruyor.
Biraz da yasal prosedürler hakkında bilgi verelim; Sınır dışı kararına itiraz süresi, Türkiye'de **sınır dışı kararının tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün** olarak belirlenmiştir. Bu süre içinde yabancı, bir avukat vasıtasıyla idare mahkemesine başvurarak sınır dışı kararına itiraz edebilir.
İtiraz süreciyle ilgili bazı önemli noktalar şunlardır:
1. **İtiraz Başvurusu**: Sınır dışı edilme kararına karşı yapılan itiraz, genellikle idare mahkemesine yapılır. Bu başvuru, sınır dışı işlemini durdurmaz; ancak mahkeme kararı alınıncaya kadar kişinin sınır dışı edilmemesi için başvurunun acilen incelenmesi talep edilebilir.
2. **Mahkeme Süreci**: İdare mahkemesi, itirazı genellikle hızlı bir şekilde değerlendirir ve bir karar verir. Türkiye'de, mahkeme sınır dışı kararına ilişkin başvuruyu 15 gün içinde sonuçlandırmak zorundadır.
3. **İtirazın Sonuçları**: Eğer mahkeme sınır dışı kararını hukuka aykırı bulursa, sınır dışı işlemi durdurulur. Aksi durumda, kişinin sınır dışı edilmesi süreci devam eder.
Bu itiraz süreci, kişilerin ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde korunmasını amaçlar. Kişinin sınır dışı edilmesinin insan hakları ihlallerine yol açabileceği durumlarda (örneğin, geri gönderileceği ülkede hayati tehlike varsa), itiraz daha da önemli hale gelir.
