Bir evin penceresinden baktığınızda gördüğünüz suretin, o evden bir parça taşıdığına inanırım ben.
Her gün mezarlığı gören, her gün mezarlık sessizliğini yaşayan evler, özeldir bu yüzden. Yaşamamış değillerdir. Çok şeyler görüp geçirmiş halleri vardır biraz. Son geçirdiklerini anlatmayan yüzleri vardır. O evlerden asla dolu dolu kahkaha sesleri yükselmez mesela; Mezarların yanından geçerken müziğin sesini kısan insanlara, tam da o anda bakın. Mezarlık manzaralı evlerde oturanlarda hep o yüz vardır. Belki o yüz halinin biraz daha umutlusu, belki o halin biraz daha mutlusu, ama o hal üzeredir mimikleri.
Ev dediğin, insana, geleneğe, manzaraya ne kadar dayanabilir ki.. En fazla bir kaç sene. Derken bakarsınız, o da kabullenmiş günün birinde öleceğini. Ya da gözlerini kapatmaya alışmış zamanla.