Diyarbakır zaten insanıyla coğrafyası ile mükemmel bir şehirdir. İnsanlarının sıcaklığı , yardımsever ve misafir perverliği taktir'e şayandır . Aç kalmayacağınız ve sokakta kalmayacağına bir şehir. Herkes evine davet eder yedirir içirir. Diyarbakır geçmiş tarihi ile kendini kanıtlamış dünya mirasına girmiş bir şehirdir.Güneydoğu Anadolu bölgesinin metropol kenti Diyarbakır, modern yüzü ile birlikte tarihe tanıklık eden surlarıyla da meşhur bir ilimizdir. Dünyanın en eski uygarlıklarına tanıklık eden surlar, eski olmasının yanında dünyanın en dayanıklı surları arasında da yer almaktadır. 5,700 metre uzunluğundaki Diyarbakır Kalesi, yer yer 10-12 metre yüksekliğindedir. 3-5 metre,82 adet burcu,4 yöne açılan ana kapıları bulunan kale içerisinde yer alan burçları ile dikkat çekicidir. Burçlar üzerine yapılan görkemli kabartmalar, hemen her yerde görülebilmektedir. Dünyanın ender kalelerinden biri olan ve Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surları olarak kabul edilen Diyarbakır Surları, tarihe tanıklık eden yönü ve turizme sunduğu değeri ile görülmeye değer en nadide yerler arasındadır.

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri kentin binlerce yıllık tarihini hem taşta hem toprakta anlatan iki kardeş miras gibi. Surlar yaklaşık 5.5 kilometrelik uzunluğuyla Roma, Bizans, Artuklu ve Osmanlı izlerini taşıyor; burçları, kitabeleri ve kabartmalarıyla adeta taş bir tarih kitabı. UNESCO Dünya Mirası listesine giren bu yapılarımız yalnızca savunma amaçlı değil aynı zamanda sanatsal bir anlatım aracı gibi de kullanılmış. Surların hemen eteğinde uzanan Hevsel Bahçeleri ise Dicle Nehri’yle surlar arasında kalan verimli tarım arazileri; binlerce yıldır Diyarbakır’ın gıda deposu olmuştur. Bu bahçeler sadece tarım değil aynı zamanda kuşlar, su kaynakları ve endemik bitki türleri açısından da oldukça zengin bir ekosistem barındırmaktadır.