Üniversitenin tanıtım günleri başlamışken ben de alternatif bir tanıtım yapmak istedim. Burada okumadığımdan dolayı yorumum kampüsün genel durumu ve dışarıdan izlenimlerimdir. Kampüsün mimarisi oldukça güzel. Koridorlar geniş tasarlanmış. Sınıfların konumları oldukça başarılı. Bölüm katları sakin ve iyi bir çalışma ortamı yaratmış. Bildiğim kadarıyla hukuk ve iç mimarlık bölümleri hariç tüm bölümler burada. Ayrıca yüksek lisans ve doktora eğitimi Balgat kampüsünde veriliyor. Farklı yerlerde farklı sosyal alanlar var. Bunların bazıları tüm öğrencilere bazıları ise belirli bölümlere hitap eder nitelikte. Kantini geniş. Kampüsün hemen girişinde manzaralı bir yeme içme alanı tasarlanmış. Kampüsün en güzel yeri kütüphanesi. Sanki okuldan bağımsız bir alan gibi. İçerisi nezih ve inceleyebildiğim kadarı ile kütüphanesi çeşitli. Dijital kaynaklara ulaşıma önem verilmiş. Yeşil alanlarda bitkiler yetişmekte. Bir kaç sene sonra daha güzel gözükecektirler. Otoparklar kampüsün genelinde var. Kapalı otoparkı havalimanlarını anımsatıyor. En büyük olumsuzluk ise tabi ki kampüsün konumu. Ankara büyüdü ve yerler birbirine bağlandı denebilir fakat kampüs şehir merkezine uzak. Okuldan Sıhhiye ve Balgat (eski kampüs) servisleri daha sık çalışmakta. Semt servislerine ise geniş yer ayrılmış. Yurtları hakkında malesef bilgim yok. Fakat kampüsün karşısında bulunan Turkuaz denen bölgede ikamet eden çok öğrenci var. Genel olarak güzel bir kampüs ama tercihte öncelik akademik kadrolar ve okulun sağladığı mesleki imkanlar olmalı.

İnşallah bu yorumu tercih yapmayı düşünen birileri okur. Özel aracınız yoksa ya da yapracık’ta oturmuyorsanız kesinlikle önermem. Ulaşım çok büyük bir sıkıntı, şehre çok uzak. Servislerde de ringler saatte bir kalkıyor, semt servisleri ise sabah gidiş için sadece saat 8’de, akşam dönüş için de 17.25’te kalkıyor. Yani öğlen 1’deki dersiniz veya sınavınız için ringe binmeniz gerekiyor. Ring durağına ulaşmak için de 1-2 vasıta gitmeniz gerekebiliyor. Bu durumda gidiş dönüş günde 3-4 saatiniz yolda geçiyor.
Ayrıca bazı servislerde klima yok. Dikmen servisinde yazın en sıcak zamanında penceresi açılmayan, kliması çalışmayan otobüste 1.5 saat yol gidiyorduk. Sıcak çarptı diye acillik olduğumu bilirim. Tam bir eziyet yani, mezuna kalsanız ya da küçük şehirde okusanız daha mutlu olursunuz eminim.
Kampüs olanakları da çok kısıtlı, arabica ve okul kantini dışında oturacak yer yok. Okul da dağ başında olduğu için etrafta da bir şey yok. Öğrenciler zaten servise yetişmek genelde gün sonunda direkt eve gidiyor. Yani kampüste sosyalleşmek pek mümkün değil. Benim memleketim küçük ve tutucu bir yer, ona rağmen üniversite kampüsü ve kafeleri gece yarılarına kadar canlı. Burada ise akşam 5’ten sonra kimseyi bulamazsınız.
Son olarak, hâlâ var mı emin değilim ama biz birinci sınıftayken okuldaki etkinliklere katılma zorunluluğu vardı. Katılmazsanız galiba sınavlara giremiyordunuz. Kimsenin katılmak istemeyeceği etkinlikleri yapmamak yerine böyle bir zorunluluk koymak zaten başka bir üniversiteden beklenemezdi.
Özetle, tercih etmeyin.

Gelmenizi asla önermem. Bırakın hazırlıkta iyi hoca sayısının bir elin parmağını geçmemesini, burası hayatımda gördüğüm en gereksiz isteklerin dayatıldığı bir okul. 'Yok sunumu kısaltın, yok şunu şöyle yapın'... Hocam, sunum zaten yüz kelime. Yetmiş beş ya da elliye düşürdüğümde ne değişecek? Doksana indirsem uzun, yetmiş beşe çeksem kısa diye eleştireceksiniz. Tam olarak ne istiyorsunuz?

Sınavlar deseniz ayrı bir olaydı. Her seferinde zorlaştırılan bir şeyler vardı. Mesela, orada olan arkadaşlarımdan duydum ve B2+'da kalanlar hazırlık atlama sınavına giremiyormuş şu an. Neden? Geçen yıl giriliyordu, girip geçen bir sürü kişi vardı. Şimdi ne değişti? Mantıklı bir açıklama var mıydı? Yoktu. Hatta direkt bir açıklama yoktu.

Hocalar konusunda da durum farklı değil. B2+'a geçmişim, hayatımda ilk defa essay yazacağım. Hoca diyor ki, 'Hiçbir şeye bakmayın, sadece yazın.' Sınıfın yarısı B2+'dan tekrar edenler, onlar yazar da ben B1'den geldim, şimdi nasıl yazayım? Neyse, bilgin sıfır değilse yine bir şeyler yazıyorsun, bu sefer de beğenmiyor. 'Başlangıcı kısa yazmışsın, bunu yanlış yapmışsın, sana puanım beş.' Hocam, sence ben o essay'i dört dörtlük yazabiliyor olsaydım, hazırlık atlama sınavını geçemez miydim? Tens hatası yapmasam, her şeyi yerli yerinde yapsam zaten doğrudan bölüme geçmez miydim? En azından bir örnek koyun, bir rehberlik edin, bir şeyler öğretmeye çalışın. Sınavda ne yapacağınızı merak ediyorum" diyorsunuz. Ama bu şekilde öğretmeye çalıştığınız için başlangıçta hiçbir şey yapamadık. Çünkü ben daha yeni B2+ oldum. Bari birkaç örnek falan olsaydı! İlk writing günü, 'Kapatın her şeyi, essay yazıyoruz. Sınavda ne yapacağınızı görmek istiyorum' demek nedir? Sınıfın çoğuyla bizi, B2+'a yeni geçenleri bir tutmanız ne kadar mantıklı?

Tabii ki her hoca böyle değil. Müzeyyen Hoca gibi gerçekten iyi öğretmenler de var. Yanlış hatırlamıyorsam Chris isimli bir hocamız vardı ve bir de ismini hatırlayamadığım Kanadalı bir öğretmenimiz… Gerçekten iyi ve kafadar insanlardı. Eğer buraya gelmeyi düşünüyorsanız ve hazırlığa kalırsanız, umarım bu üç hocadan en az biri size denk gelir de en azından birkaç dersliğine de olsa bir şeyler öğrendiğinizi ve gerçekten derste olduğunuzu hissedersiniz.

Ve son olarak, konum… Ankara’da ama Ankara’da değil gibi. Şehir dışında bir üniversiteye gidiyormuşsunuz hissi veriyor. Eğer doğma büyüme Ankaralıysanız, gerçekten şehir dışı tecrübesi yaşamak için direkt başka bir şehir tercih edin. En azından bir anlamı olur.