Köyün girişindeki Aristoteles heykelinin oradaki otoparka aracımızı bıraktıktan sonra yukarı doğru tırmandık. Yollar taşlı ve dar olduğu için araçsız gitmek daha doğru, hem köyü de gözlemlemiş olursunuz. Antik kent; Athena Tapınağı, Agora, Nekropolis, Akropolis, Antik Tiyatro gibi pek çok antik yapıyı içeriyor. Biz müze kartla girdik. 18 yaş ve altındakiler ücretsiz biletle giriş yapabiliyor. Tepedeki Athena Tapınağını (maalesef Osmanlı döneminde padişahın izniyle Fransa'ya götürüldüğü için sonradan yapılmış birkaç sütundan ibaret yapıyı görüyor ve padişahlara rahmet okuyorsunuz;)) gezdikten ve manzaranın tadını çıkardıktan sonra Agora ve Antik tiyatroya doğru inmeye başladık. İniş kolay, tekrar yukarı çıkmak biraz yoruyor ama buna değer. Tabi kalp rahatsızlığınız varsa tavsiye etmem. Antik Limanın girişi buradan değil, denize inen araba yolunu takip etmeniz gerekiyor. Aslında Antik tiyatronun oradan bir kapı daha var ama maalesef kapalı. Bu kapı açık olsa limana da geçiş sağlanabilirdi. Alandaki tabelalar yetersizdi. Yeniden bir düzenleme yapılması gerekiyor diye düşünüyorum.

Adamlar mükemmel yerlerde yaşamışlar gerçekten. Aristoteles de 3 yıl burada yaşamış. Antik kentin hemen girişinde heykeli var. Antik kente girişler ücretli. Yol boyu köylü halk tarafından yapılan oyuncaklar, takılar, hediyelik eşyalar mevcut. Tırmandıkça nereye dönsek harika manzaraları var. En tepe en zirve yere ise Athena tapınağı yapılmış. Tapınaktan geriye çok fazla bir şey kalmamış. Gelinip görülmesi keyifli bi yer. Yollar eski taşlar. Bebek arabası için biraz zor.