Yol biraz meşakkatli ama vardığınız zaman geriye kalanında bile eski günlerinin güzelliğini düşündüren bir yapı sizleri bekliyor. Maalesef son Van depreminde çatısı çökmüş. Yer eski askeri alanda kaldığı için girişte terk edilmiş bir nöbetçi kulübesi var. Kapıdaki kabartma ile hala görülmeye değer.

Bartholomeos Manastırı ile ilgili anlatılardan birisi şöyle:

Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan Bartholomeus Hz. İsa gök yüzüne yükseldikten sonra diğer havariler gibi hıristiyanlığı yaymak için yola koyulur. Anadolu’ya, Kafkasya’ya ve Hindistan’a doğru yolculuklar yapar.
M.S 70 yıllarında öldürülür. Bartholomeus’un ölümüyle ilgili çok fazla bilgi mevcut değildir ancak Hristiyanlar onun başı aşağıda ters bir şekilde çarmıha gerildiği zamana kadar Hz. İsa’ya sadık kaldığına inanmaktadır.
Başka bir rivayete göre de paganistler tarafından derisi yüzülür ve ardından başı kesilir. Ölüm sebebi ise Polymius adında bir Ermeni kralını hıristiyan yapması olarak gösterilir. Bölgede yaşayan halk Roma İmparatorluğu’nun öfkesinden korktuğu için krallarını hıristiyan yapan bu adamı ağır bir şekilde cezalandırarak öldürür. Ölüm emrini veren ise kralın kardeşi Astyages’tir.
Bu hadiseden sonra 3. Yüzyılda Albayrak köyünde yaşayan Ermeniler havarinin katledildiği yere küçük bir kilise inşa ederler.

Yıkılmadan önce gördünüz, gördünüz yoksa bunu da bulamazsınız. Vanadokya Peri bacalarına giderken yol üstünde. Bu bölgenin kaderi olsa gerek yine sahipsiz. Kaide ayakta ama içi harabe... Kapı kabartmaları güzel. Hayatımda bu kadar haçı birarada görmedim desem yeridir. Duvarları haçla dolu... Bir de bizimkiler duvarlara yazı yazmasalar iyi olurdu. Başka yerde olsa gözü gibi bakarlardı ama burada bakmaya tenezzül eden yok...Neyse... etrafa hakim bir tepeceğin üstünde. Köyde bilgilendirme tabelası yok ama tam köyün içinde... Ana yoldan geldiğiniz gibi dönmek durumundasınız.